Köþe Yazýlarý


ÇOK ÜZGÜNÜZ ÞEFÝM
Saðlýk Bakanlýðý Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müþavirliði'nden yapýlan yazýlý açýklama;
 “27 Aralýk 2007 tarihinde yazýlý ve görsel basýnda yer alan, Ýstanbul Okmeydaný Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 3. Dahiliye Klinik Þefi Doç Dr. Necati Yenice'ye yönelik silahlý saldýrý konulu haberler hakkýnda kamuoyuna açýklama yapýlmasý uygun görülmüþtür. Ýstanbul Okmeydaný Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 3. Dahiliye Klinik Þefi Doç. Dr. Necati Yenice, 27 Aralýk 2007 tarihinde saat 09.10'da görev yaptýðý hastane bahçesinde silahlý saldýrý sonucu aðýr yaralanmýþtýr. Ýnsan hayatýný saðlýk bir þekilde sürdürtme görevini fedakarlýkla yerine getiren deðerli bir hekimimize yönelik bu menfur saldýrýyý, Saðlýk Bakanlýðý olarak nefretle kýnýyoruz. Tüm Saðlýk çalýþanlarýmýz, hiçbir ayrým yapmaksýzýn, hastalarýna bilim ve fennin gereklerini eksiksiz olarak yerine getirmek çabasý gütmektedir…”
Silahlý saldýrý, insan hayatýna kasýt, hekimlerin hayatýný adadýklarý mesleklerinde, meslek anlayýþlarýna, temel etik deðerlerine, birebir zýt olmasýna raðmen hiç de nadir rastlamadýklarý bir durum haline geldi.
Ýnsanýn bir yakýný ile paylaþtýðý en zor anlarda, sýrf olaya mesleði gereði, belki de son bir þans vermek gayreti ile dahil olan hekim, çoðu zaman acý sonun sebebi olarak görülüyor.
Protestolarý anlayabiliyorum. Bizler de bunu kabullenemiyoruz ama çözüm bulamýyorum. Ýsyankar ve hayattan hiçbir beklentisi kalmamýþ toplum insanýný, sistem nasýl engeller bilemiyorum.
Bu ve benzeri olaylar yeni yýlda da yaþanacak. Yeni yýlda da meslektaþlarýmýz saldýrýya uðrayacak belki de hayatlarýmýzý bu mücadele içinde kaybedeceðiz. Çünkü bence tek çözüm olan eðitim problemimizi çözmek için bugün yola çýksak, 60 yýl gibi bir süreyi bile iyimser buluyorum.
Bizler toplum olarak her konuda fikir sahibi olmayý adet edinmiþiz. Mutlaka, kahve köþesinde iþsiz güçsüz oturan gencin bile, bir hastalýk, amansýz bir dert konusunda hekimden fazla bilgisi oluyor.
 Bu mesleði kendime bir yaþam tarzý olarak kabul edeli tam yirmi yýl oldu. Bu süre boyunca uzmanlýk alaným nedeniyle de yüzlerce kez tatsýz bir sürü olay yaþadým. Bir çok meslektaþýmýn baþýna tatsýz bir sürü olay geldi. Bu yolda ölenler oldu. Ama hiç, bir defa bile, doktora deðil de sýnýkçýya götürdükleri için sakat kaldý diye ya da kanserli hastanýn kemoterapisini kesip dedesinden öðrendiði þifalý ot karýþýmý ile en deðerli tedavi döneminin kaçýrýlýp hastayý ölümün kucaðýna býraktý diye ya da üfürdü ama hastasý iyileþmedi diye öldürülen, býçaklanan, vurulan, saldýrýya uðrayan bir hoca, bir sýnýkçý, bir sözde sifalý nefes görmedim.
Daha hastanýn durumu hakkýnda bilgi verirken dahi olabilecek komplikasyonlar yaþanabilecek hayati tehlikeleri anlatýrken, dinleyici hasta yakýný grubunda potansiyel saldýrganlar kendini belli eder. Bazen dinleyici grubun tamamý öyledir ki bu durumda kendi içlerinde bile birbirlerine zarar verirler. Hasta yakýnlarýna acý haberi verirken yaþanan duygulaným zaten tam bir travmadýr. Kaybettiðiniz hastanýz için gerçekten çok üzülseniz bile bu yakýnlarýnca suçluluk duygusu olarak kabul edilir. Empati yapmamayý denerseniz, bu seferde umursamazlýkla suçlanýrsýnýz. Elimizden geleni yaptýk dediðinizde; “Elinizden daha fazlasý gelmiyordu madem neden daha önce söylemediniz.”  Cümlesi sizi þok eder.
Üniversite hastanesinden yoðun bakýmda yer olmadýðý için sevk edilmiþ komada iki hastane dolaþmýþ daha yollarda solunumu durmuþ suni solunum uygulanarak yoðum bakýma alýnmýþ hastanýn yakýnlarý acý haberi aldýðýnda ilk soru:  “Ona ne yaptýnýz?” olur.
Doksan yaþýnda bir hastamýn yakýnlarý, on beþ gündür aðýr ishal nedeniyle, böbrek fonksiyonlarýný dahi kaybetmiþ hastalarýnýn, acý haberini aldýklarýnda, “Bu yaþýna kadar bir defa bile doktora gitmemiþti, doktora geldikte mi böyle oldu?” diyince söyleyecek bir þey bulamamýþtým. Daha doðrusu bu acýlý insanlara, cahillik etmeyip de arada bir doktora getirmiþ olsaydýnýz, o zaman ne hastalýðý var, bu yaþa gelene kadar neler neler olmuþ bu yaþlý bedende bilirdiniz, demeye kýyamamýþtým. Hiç deðilse onbeþ gün önce getirmiþ olmamalarýnýn vicdaný yükünü onlara atmamýþtým.
Toplum içinde bu insanlarýn sayýsý ne kadar az olursa olsun, þu koca nüfusta binlerle ifade edildiði sürece her doktora yetecek kadar tehdit unsuru hep olacaktýr. Allah yardýmcýmýz olsun..
  
 


2008-01-01 - Bahadýr SAVAÞ