Köþe Yazýlarý


BANA SORARSANIZ, SÝYAHI BEYAZI BÝR AMA…
Daily Mirror’ýn internet sitesindeki bir haber, 2005 yýlýna ait bir çalýþma. Ýngiliz ruhbilimci Dr. Jez Rose’un yaptýðý araþtýrma, kadýnlarýn büyük çoðunluðunun beyaz yalanlara baþvurduðunu ortaya koydu. Daha çok “kilolu arkadaþýna mini eteðin çok yakýþtýðý” gibi beyaz yalanlar söyleyen kadýnlar, yalan söyleyenlerin tipik özelliklerini göstermediði için yalanlarý ortaya çýkmýyor. Rose’a göre yalan söyleyenlerin sergilediði 20 özellik þöyle:
Yüze dokunma: Söylediklerinin yalan olduðunu gizlemek isteyenler sürekli yüzüne dokunuyor, burnunu kaþýyor, aðzýný eliyle kapatýyor ve sýk sýk dudaklarýný ýsýrýyor.
Yapay gülümseme: Doðal gülümseyenlerin gözlerinin içi gülerken, yalancýlarýn yüzünde yapay bir gülümseme beliriyor.
Gözünü kýrpýþtýrma: “Gözler kalbin aynasýdýr” sözünün doðruluðunu yalan söyleyenler bir kez daha ispatlýyor ve sýk sýk gözlerini kýrpýþtýrýyor.
Gözlerini kaçýrma: Göz kontaðý da kuramayan yalancýlar göz göze gelince hemen baþýný çeviriyor. Sürekli kapýya bakan bu kiþiler yalaný söyledikten sonra kaçýp gitmek istiyor.
Tereddüt: Yalan söyleyen insan detaylarýný kafasýnda kuramadýðý için tereddütte kalýyor, konuþmasý yavaþlýyor, cevap verirken uzun süre düþünüyor.
Ayaðýný yere vurma: Yalan söyleyenler ayaklarýný sürekli yere vuruyor, kýpýrdatýyor ve sandalyesinde sallanýyor.
Kollarýný kavuþturma: Yalan söyleyen insan hemen kendini korumaya geçiyor ve kollarýný kavuþturuyor.
Tik sergileme: Yalan söyleyen insan her zamanki davranýþlarýndan uzaklaþtýðý için tiklerini kontrol edemiyor.
Kýzarma: Yalan söyleyince kalp atýþlarý hýzlanan kiþinin yüzü kýzarýyor.
Garip tepkiler: Yalancý kendi söylediklerine odaklandýðý için karþýsýndakinin söylediklerini duymuyor. Kaþlarýný kaldýran, hayretle aðzýný kapatan yalancýlar garip tepkiler ortaya koyuyor.
Konunun dýþýna çýkma: Eðer karþýsýndaki “kurban” yalan söylediðini anlarsa yalancý hemen konunun dýþýna çýkarak kendini kurtarmaya çalýþýyor.
Konuyu deðiþtirme: Yalan söyleyene direkt bir soru sorulursa buna verecek bir yanýt olmadýðý için “saçlarýn bugün ne kadar güzel olmuþ” gibi bir sözle konuyu deðiþtiriyor.
Huzursuzluk: Yalan söyleyenler kulaklarýna dokunuyor, parmaklarýný çýtýrdatýyor, yüzükleri ya da saçlarýyla oynuyor.
Tutarsýzlýk: Tipik bir yalancýnýn en önemli özelliði vücut diliyle sözlerinin birbirini tutmamasý.
Ses titremesi: Yalan söyleyenlerin ses tonu alçalýyor, aþýrý yükseliyor ya da titriyor.
Hýzlý konuþma: Yalan söyleyenler hýzlý hýzlý konuþuyor.
Terleme: Yalancýlarýn hem avuçlarý, hem de tüm vücudu terliyor.
Yutkunma: Yalan söyleyenler yutkunmaya baþlýyor. Erkeklerin sürekli kravatýný gevþetmesi yalan söylediklerini ortaya koyan baþlýca özellik.
            Dudaklarýný ýslatma: Yalan söyleyenler sürekli aðýzlarý kuruduðu için dudaklarýný ýslatýyor.
Aþýrý dostça yaklaþým: Yalan söyleyenler bu sýrada inandýrmak için büyük güç sergilediði için karþýsýndakine her zamankinden samimi davranýyor.
Gündelik yaþamýn sýkýntýlý yükünü sýrtýnda taþýyan kadýnlarýn karþýlarýndakini mutlu etmek için “beyaz yalanlar” söylediði ve yalan söyleyenlerin tipik özelliklerini sergilemedikleri için de bu yalanlarýn ortaya çýkmadýðý savunuldu. Oysa erkekler öyle deðil. Neden mi? Onu da size bir fýkra ile anlatmaya çalýþayým.
Bir gün, oduncunun teki nehrin hemen üzerinde, bir aðacýn dallarýný keserken, kazara baltasýný suya düþürür.  Kederinden aðlamaya baþlayan oduncunun haline üzülen bir melek aþaðý iner ve "Niye aðlýyorsun?" diye sorar.  Oduncu durumu anlatýr ve baltasý olmazsa aç kalacaðýný söyler. Melek hemen suya dalar ve dipten altýn bir balta çýkarýr. "Bu mu senin baltan?" diye sorar melek. Oduncu "Hayýr" diye cevap verir.Melek tekrar suya dalar ve bu sefer dipten gümüþ  bir balta çýkarýr. "Bu mu senin baltan?" diye sorar melek. Oduncu "Hayýr" diye cevap verir yeniden. Melek tekrar suya dalar ve bu sefer demir bir balta ile çýkar "Bu mu senin baltan?" Oduncu sevinçle, "Evet" der. Melek adamýn dürüstlüðünden memnun olur ve üç baltayý da ona verir.  Oduncu baltalarýný alýr ve mutlulukla evine döner.
Aradan zaman geçer bir gün oduncu karýsý ile birlikte nehir kenarýnda yürürken, karýsýnýn ayaðý takýlýr ve suya düþer.  Baltacý üzüntü ile karsýnýn ardýndan aðlamaya baþlar.  Melek yeniden görünür ve oduncuya sorar, "Niye aðlýyorsun?" "Melek lütfen yardým et bana, karým suya düþtü!"diye yakarýr oduncu.  Melek suya dalar ve yukarýya Jennifer Lopez ile çýkar. Bu mu senin karýn?" diye sorar. "Evet," diye baðýrýr adam. Melek adamýn yalan söylemesine çok kýzar. Oduncu hemen açýklamaya çalýþýr, "Melek lütfen beni affet, beni yanlýþ anladýn. Ýþin gerçeði eðer sana Jennifer Lopez için hayýr demiþ olsaydým, bu sefer Catherine Zeta-Jones ile gelecektin.  Gene hayýr deseydim karýmý getirecektin ve ben bu sefer evet dediðimde üçünüde bana verecektin.  Ama melek ben fakir bir adamamým ve üç kadýný birden bakmam mümkün deðil.  Ýþte bu yüzden ilk seferinde evet dedim."


2008-01-14 - Bahadýr SAVAÞ