Geçen hafta sonu elime bir mektup geçti. Mektup, hepimizin tanýdýðý birine, bir ilkokul öðrencisi tarafýndan yazýlmýþ. O kadar hoþuma gitti ki sizlerle paylaþmak istedim. Ama, mektuba köþemde yer verebilmek için, sahibinden izin almam oldukça güç oldu ve biraz da zaman aldý. O nedenle, ancak bu hafta sizlere ulaþtýrabiliyorum.
Bazen, kendilerine verdiðimiz deðeri hissettirebilmek adýna, çocuklarýmýzýn da bir çok konuda fikirlerini almamýz gerekir. Onlarý dinlediðimizde, kliþelerle karþýlaþmayý yadýrgamayýz, hatta onlarla gurur duymak için, bu bile bize fazlasý ile yeter. Bazen de çocuklarýmýz bizleri þaþýrtýr. Beklenen kliþelerin çok ötesine geçerler. Ýþte bu mektup, bu anlamda benim için çok þaþýrtýcý olmuþtu. Okumaya baþladýðýmda, etkileyici ama bildik sözler diye düþünürken, ilerledikçe karþýlaþtýðým, araya serpiþtirilmiþ ince tespitler ve oldukça kararlý ifadeler, beni gerçekten þaþýrttý. Artýk kendimi her zaman olduðundan daha huzurlu hissediyorum, çünkü ebeveyn olarak hem arzu ettiðim gibi bir birey yetiþtirme yolunda sandýðýmdan çok daha ileri bir aþamaya gelmiþiz -ki ben daha uzun yýllarým var sanýyordum- hem de onlar için gelecekle ilgili bir kaygý taþýmama gerek kalmamýþ. Onlar, nerden geldiklerini ve nereye gideceklerini çok iyi tespit etmiþ durumdalar.
Söz, Cumhuriyet çocuðunun;
“Sayýn, Ülkemizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, siz, cumhuriyeti kurdunuz. Eski Osmanlý Devleti’ni bir kenara atýp, þimdiki Türkiye’yi yarattýnýz. Bizlere modern bir Türkiye býraktýnýz. Sizi yüzüstü býrakmayacaðýz. Kadýnlara seçme ve seçilme hakký verdiniz. Onlarýn, kafeslerin arkasýndaki birer kuþ gibi, çekingen ve toplum hayatýndan kopuk hayatlarýna bir güneþ gibi doðdunuz. Kadýnlar hep erkeklerin sözünde durmak zorunda kalýyorlardý, onlarýn sözünden çýkamýyorlardý. Kadýnlara eþitlik verdiniz. Özgürce kendini ifade edebilme ve bir birey olabilme þansýný tanýdýnýz. Sadece kadýnlara yardým etmekle kalmayýp, çocuklarý da korudunuz. Çocuklar için bir bayram bile yaptýnýz. O kadar ileri görüþlüydünüz ki bir toplumun ilerleyebilmesinin yolunun, kadýnlarýn ve çocuklarýn eðitilmesinden geçtiðini çok iyi tespit etmiþtiniz. Eðer, Türkiye sizin yolunuzdan sapmayýp hep o doðrultuda gitse idi, þimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdik. Ama merak etmeyin. Biz, bunun bilincindeyiz ve geleceðin büyükleri olarak sizin ilkelerinizden sapmayacaðýz. Ama bu hiçbir zaman tutuculuk anlamýna gelmeyecek. Çünkü biliyoruz ki Atatürk’ün ilkelerinden biri de Devrimcilik’tir.
Sýla Savaþ”