Köþe Yazýlarý


ASLINDA ÖZÜR DÝLEMÝÞ
Birkaç gün önce, özel durumu olan bir hastamýz ile tanýþtým. Panik atak sýnýrýnda olan hastamýzýn bir önceki doðumu onun için oldukça kötü bir deneyim olarak geçmiþti. O nedenle doðum doktorunun önerisi ile benden bir randevu aldý ve bu seferki doðumu için, onun bu durumunu dikkate aldýðýmýz özel bir hazýrlýk planladýk. Yine de çok heyecanlýydý, randevu saatimizi belirledik her türlü detayý planladýk.
            O sabah randevumuzdan 15 dakika önce evden çikip hastane yoluna koyuldum. Henüz yola çikmistim ki anestezi uzmaný arkadaþim Dr. Aylin Haným’ýn eþi cep telefonumdan aradý. Coþkun, Bitlis’te mecburi hizmetini yapýyordu. Sabah bu saatlerde genelde aramazdý. Telefonu açtým. Sesi oldukça telaþlý idi. Aylin’in bir trafik kazasý geçirdiðini söyledi. O da bu konuda pek bir þey ögrenememisti. Telefonu kapatýr kapatmaz Aylin’i aradým. Telefonu cevap vermedi. Ben de oldukça telaþlanmýþtým. Hemen sonrasýnda telefonum yine çaldi. Aylin arýyordu. Ancak telefonu açar açmaz avukat olduðunu söyleyen bir bey telefonu alarak, sakinleþtirmeye çalisan bir üslup ile olayda görgü tanýðý olduðunu, biz gelene kadar arkadaþimýzýn yanýnda bekleyeceðini, arkadaþimýzýn durumunun iyi olduðunu söyledi. Bu pek beni rahatlatmadý, en azýndan telefonla konuþacak kadar iyi deðildi. Hýzla olay yerine yöneldim. Bu arada hastaneyi aradým. Operasyon saatlerini ayarlamalarýný söyledim. Baþhemþiremiz ile görüþüp diðer hastamýzla ilgilenmesini istedim. Ekipten bir arkadaþimýzý daha olay yerine yönlendirdim. Bunlarý yaparken bir yandan da olay yerine varmýþtým. Ulus caddesi ile Bursa caddesinin kesiþtiði kavþak. Birkaç ay önce Pamukkale Üniversitesi’nden bir kardiyoloji asistaný arkadaþimýzý, elim bir kazada kaybettiðimiz yer. Arabayý gördüðümde gözlerime inanamadým. Ön tarafý kabine kadar hurdaya dönmüþtü. Aylin’i gördüm, ona ulaþtýðýmda hala þoktaydý. Fiziksel bir travma görünmüyordu ancak psikolojisi altüst olmuþtu.   
            Kazanýn nasýl olduðunu ögrendigimde ise ben de þok oldum. Çocugunu henüz kreþe býrakýp, kavþakta kýrmýzý ýþýkta durmuþ ve herkes gibi yeþil yanýnca da birinci vites ile harekete geçmiþti. Karþi tarafta ise yanan kýrmýzý ýþýðýn herhangi bir þey ifade etmediði trafik canavarý son süratle çarparak kazayý gerçekleþtirmiþti. Tahammüden cinayete teþebbüs.   
            Olayda bir de görgü tanýðý avukat vardý. Acý tesadüf, kaybettiðimiz kardiyolog arkadaþimýzýn avukatý. Polis, onun ifadesine gerek duymadý. Çünkü kazaya sebep olan trafik canavarý, dürüst davranmýþ ve kýrmýzý ýþýkta geçtiðini itiraf etmiþ. Ne büyük bir dürüstlük. Bunun benim gözümde hiçbir deðeri yoktu. Allah herkesi böyle dürüstlerin gazabýndan korusun. Bu nasýl bir sorumsuzluk, nasýl bir cahillik, nasýl bir kontrolsüzlüktür. Bu nasýl bir gaflettir.
            Kýrmýzý ýþýðý göre göre, altýndaki aracý bir silah haline getirip, masum bir insanýn üzerine doðrultup, ölümüne bir saldýrý haline getirmenin cezasý ne oldu?
            Telafisi imkansýz bir travmanýn, hafif piþman görünümlü sorumlusunun ehliyet ve ruhsat fotokopisi için bir miktar vaktini aldýk. O kadar…
Tüm bunlarý düþünürken aklýma TTB yüksek onur kurulu üyesi Doç. Dr. Faik Çelik’in Cerrahpaþa Týp Fakültesi oditoryumunda 7 nisan 2005 yýlýnda Türk Ceza Kanunu ile ilgili yaptýðý bir konuþma aklýma geldi. Dokümanlarýmý karýþtýrdým. Anestezi ile ilgili bir örnek: “Yanlýþ entübasyon oldu. Ameliyatýn bir safhasýnda fark edildi gerekli müdahaleler yapýldý ama hasta hipoksikansefalopatiye girdi, yoðun bakýma alýndý.Cerrah kendisinin neden olmadýðý bu durumda, (çünkü hasta dönüþümü olmayan bir noktada) "bu tamamen anestezistin hatasý, anesteziden oldu" dedi. Hasta yoðun bakýmda yatarken, içeriden bir haber gitti; "hastadan da ümit kesildi;onun için ilgilenilmiyor" diye. Bunun üzerine hasta sahibi dava açtý.
"1- Hastanýn hipoksikansefalopatiye girmesine neden oluyorsunuz.
2- Hastanýn tedavisinde de ihmalkar davranýyorsunuz."
Bunun sonucu, en az 15 yýl hapis cezasý.”
            O an 5237 Sayýlý Türk Ceza Kanunun Hükümlerinde hekimler ve saðlýk ortamý yönünden cezalarýn ne þekle geldiðini hatýrladým. Dikkat ve özen eksikliðinden ya da mesleki bilgi ve beceri yetersizliðinden kaynaklanan ölüm, yaralama yada bir zarara neden olma hallerinde hekimler kasten iþlenmiþ suçlara uygulanan yaptýrýmlar ile karþý karþýya býrakýlmýþtý. Oysa bu trafik canavarý yaratýðýn yaptýðý hiç de böyle deðerlendirilmediði gibi onun bu yaptýklarýnýn yarattýðý psikolojik travmanýn sonuçlarý dolaylý olarak, ta Bitlis’te telaþ içinde ameliyata girecek doktorun masadaki hastasýna kadar uzanacaktý…
 


2007-12-04 - Bahadýr SAVAÞ