Arþivlerime indiðimde eylemlerle geçen son on beþ yýlda buruk kutlanmamýþ bir 14 mart etkinliðine rastlayamadým. Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi doktorlar özellikle de yeni nesil hiçbir þeyle mutlu olmuyor. Ýkincisi ise daha kötü; bu ülkenin saðlýk politikasý son on beþ yýldýr, belki de daha uzun süredir, doktorlarýn sömürüsü üzerine kurulu. Ya 14 mart yaklaþýnca tabipler birliði ve doktorlar bu sene neyi bahane etsek de eylem yapsak diye düþünmeye baþlýyor ve oturup bir eylem planý yapýyor, ya da bütün sene içlerine atýp, biriktirip, biriktirip 14 mart gelince sokaklara dökülüyor. Ýþin ilginç yaný bu eylemler yýllardýr yapýlmamýþ olsaydý acaba halimiz ne olurdu? Çok merak ediyorum. Bu gün doktorlarýn ulaþtýðý bu huzurlu çalýþma ortamýný, refahý, mesleki saygýnlýðý, toplum saðlýðý konusunda gelinen noktayý ve hatta hekimlerin özlük haklarýný, saðlýk tekellerininin oluþturduðu piyasa önceliklerinin önünde tutan bu anlayýþý acaba her yýl yaptýðýmýz bu eylemlere mi borçluyuz?
Ya da yukarýda sýraladýðým hayallerimin gerçekten gerçekleþmesi için baþka baþka eylemler mi gerekiyor? Bu iþte bir yanlýþlýk var. Yýllardýr görev alan saðlýk bakanlarý doktor! Bu doktorlar bu sýkýntýlarý yaþamadýlar mý? Ya da nerelerde çalýþtýlar, nerelerde ihtisas yaptýlar nerelerde mecburi hizmet yaptýlar da bütün bu þikayet edilenleri hiç görmediler hiç yaþamadýlar. Yaþadýlar da unuttular mý? Geçmiþlerinde katýldýklarý bir eylem var mý? Ya da hiçbir hastanýn, hasta yakýnýnýn saldýrýsýna uðradýlar mý? Hiç býçaklandýlar mý? Vuruldular mý?
Sabahlara kadar nöbet tutup, günde 150 hasta bakmadý mý bu bakanlar? Saðlýk bakaný olmak için yazýlý olmayan bir takým kriterler mi var? Acaba bunlardan biri; bakan olmak için yýllarca “uzaktan bakan” olmak mý gerekiyor? Yoksa hepimiz kendimizi mi kandýrýyoruz? Tabip odalarý, hükümetler, bakanlar bürokratlar teknokratlar herkes biliyor da kimse söyleyemiyor mu tüm bu sýkýntýlarýn yalnýzca bizim sýkýntýlarýmýz olmadýðýný? Herkesin itiraf edemediði bu mu? Vatandaþ açken, vatandaþ olan doktorun tok olamayacaðýný, vatandaþýn can güvenliði ne kadarsa doktorun da o kadar olabileceðini, vatandaþýn özlük haklarýndan daha fazlasýný beklemenin saflýk olacaðýný, muayene sýrasýnda saatlerce bekleyen 150 kiþi kadar saygýn olunabileceðini herkes biliyor da neyin mücadelesi veriliyor.
Biz geliþmekte olan bir ülkeyiz. Geliþmekte olan ülkelerin problemleri geliþmiþ ülke olana kadar globaldir. Global problemler çözüme kavuþmadýkça da ondan ayýklanamayacak meslek gruplarýnýn problemleri çözümlenemez. Geliþmiþ ülke olmadan hangi grup olursa olsun, meslek gruplarýnýn, etnik gruplarýn problemlerini genelden ayýklayýp genel sýkýntýlardan ayrý çözümleyemezsiniz. O halde kabul etmek lazým ki önce geliþmiþ ülke olmak gerek. Ama bu da zamanla olmuyor. Her geliþmekte olan ülke bir gün geliþmiþ ülke olacak diye bir kural yok. Belki de bu nedenle son on beþ yýldýr yapýlan onca eyleme raðmen ortada bir sonuç yok. Belki de bu nedenle daha çok 14 mart geçecek.