Polisiye romanlarý ile ünlü, yazar Ahmet Ümit’in annesinin altmýþ yýl önce bir masalcýdan dinlediði masal, yýllar sonra bir masal kitabý olmuþ. Yazarýn söylemi ile görsel anlatýmýn egemen olduðu günümüz dünyasýnda, sözlü anlatýya dayalý bu masallarýn unutulup gideceði endiþesi, bu kitabýn mutlaka yazýlmasý gerektiði düþüncesini doðurmuþ. Ülkü Tamer kitap ile ilgili yorumunda, “Masal Masal Ýçinde bir polisiye roman kurgusu ile yazýlmýþ. Kör adamýn öyküsünü merak ederken kendinizi kuyumcunun karþýsýnda buluyorsunuz, o sizi demirciye, demirci müezzine, müezzin þapkacýya götürüyor. Ben severek, baþka masallarýn da yazýya dökülmesini dileyerek okudum.” demiþ.
Bu güzel kitabý öðrencileri ile paylaþan Berna öðretmenim de yazarýn aðzýndan bir küçük detay ile öðrencilerine bambaþka bir bakýþ açýsýnýn kapýlarýný aralamýþ; okuyucusuna küçük bir ileti. Ýleti aynen þöyle: “Sevgili okur, Masal Masal Ýçinde’nin padiþahý sensin. Bu yolculuðun sonunda ne öðrendin? Öðrendiklerinden sonra yaþama bakýþýnda neler deðiþecek? Çok merak ediyorum. Duygu ve düþüncelerini üç paragrafla yazmaný istiyorum.
Öðretmenlerinin aþýladýðý bu duyarlýlýk ve özgüven ise sevgili Sýla’nýn kalemi ile bu iletiye yanýt þeklinde, yazara yazýlmýþ bir mektuba dönüþmüþ. Bu mektup, yazara kadar ulaþmýþ, epeyce takdir toplamýþ, sunumlara konu olmuþ. Bu mektuba da bir göz atalým.
“Sayýn Ahmet Ümit,
Ben bir padiþah olarak ne kadar bencil ve kötü biri olduðumu anladým. Halkýmýn iyiliði için her þeyi yaptýðým doðru, ama bu iyilikler sonucunda övülmemem gerektiðini ve övülmek için bu iyilikleri yaptýðýmý, bunca zamandýr kendimi kandýrdýðýmý fark ettim.
Kendi hakkýmda kötü yorumlara sahip olduðum gibi vezire, kör adama, demirciye, kuyumcuya, müezzine diðer tüm uþaklarýma saygý duyuyorum. Artýk þakþakçýlarýmý bu iþten çýkarýp, halkýn uzun zamandýr ihtiyaç duyduðu bakkala, yönetici, kasiyer, mal satýþýnda görevli vb. yapacaðým. Danýþmanlarýma gelince, müezzin kýzýmý çok beðendi, iyi de anlaþýyorlar, müezzine kýzýmý, demirciye þehirdeki en büyük demirci dükkanýný ve saraydaki danýþmanlýk ofisini, kuyumcuya elmaslar ve çýraklar, kör adama da çýrak vereceðim ki ona Mors alfabesini öðretsin ve yürümesine de yardým etsin.
Bu yolculuða ilk padiþahlýk dönemimde çýkmalýymýþým. Vezirin maaþýný arttýracaðým. Çünkü bu sefer beni aydýnlattý ve halka yapýlabilecek en güzel iyiliði yaptý. Böylece ben de kendimi halkýma daha çok sevdirebileceðim. Dünyanýn en iyi kalpli insaný olmadýðýmý biliyorum ve bunu bilmem bence dünyadaki en iyi þey…”
Eh artýk bu kadar söz havada kalmasýn, siz yine de en iyisi kitabý okuyun.