Köþe Yazýlarý


OLMAMIÞ MI?
Caným Bade’me
Dünyaya geldiðin an,
Göðsümden emdiðin an,
Gözüme baktýðýn an,
Elim ellerini tuttuðu an,
Mutluluðumuzun doruða çýktýðý andýr.
 
Bu satýrlar geçen hafta elime geçti. Anneliði en zor yaþayan annelerden, çalýþan annelerden biri, bir meslektaþýmýn mýsralarý. Dr. Nuray Aydýn kadýn hastalýklarý ve doðum uzmaný, biricik badesine yazmýþ bu mýsralarý. Daha devamý da var. Bir anneden evladýna anneler günü armaðaný.
Doktor hanýmýn hayatýnda yazdýðý ilk þiir. Ýnsanýn evladý söz konusu olunca duygularý nasýl da bir çýrpýda þiire dönüþebiliyor deðil mi?
Amerika’daki Woods Hole Osinografi Enstitüsünde bir deney yapýlmýþ. Bir akvaryumu camla ortadan ikiye bölmüþler. Olmuþ iki akvaryum.
Peki ya sonra? Sonra bir tarafa yýrtýcý barakuda balýðýný koymuþlar, diðer tarafa da gariban dubar balýðýný yerleþtirmiþler. Bu arada hemen belirteyim, barakuda bizim denizlerimizde pek sýk rastlanan bir cins deðil. Daha ziyade okyanuslarda yaþýyor. Bence köpek balýðýndan daha tehlikeli. Nedenine gelince, insaný bir lokmada yutmuyor, küçük küçük lokmalar halinde tadýna vararak yiyor. Tam bir ‘gurme’ anlayacaðýnýz.
Neyse, konuyu daðýtmayalým, dubarý gören barakuda aðzýnýn sularý akarak o yöne doðru hamle yapmýþ. Tabii kafayý aynen cama vurmuþ. Birkaç denemede daha bulunan barakuda kafayý gözü daðýtmýþ. Ne yaptýysa dubara ulaþýp afiyetle yiyememiþ. Sonunda bakmýþ ki bu iþ olmayacak, ava gittikçe avlanacak, býrakmýþ macerayý. Araþtýrmacýlar daha sonra aradaki cam engeli ortadan kaldýrmýþlar. Bizim barakuda engel kalktýðý halde dubara hiç saldýrmamýþ.
Bu hadiseden sonra barakuda sýnýrlarýný öðrenmiþ ve haddini bilmiþ. Aslýnda kendimizi araþtýrmada kullanýlan barakuda balýðýna benzetebiliriz. Bir þeye karar veririz, iþtahýmýz kabarýr ve onu elde etmek isteriz. Ýlk denemelerimizde baþarýsýz olabiliriz. Belki daha sonraki denemelerde de... Ama bir gün o arzuladýðýmýz þeye ulaþacak gücümüz ve imkanýmýz olduðu halde ve belki engeller de ortadan kalktýðýnda, sadece umutlarýmýzý yitirdiðimiz ve hayal kýrýklýðýna uðradýðýmýz için vazgeçeriz. Ne kötü deðil mi?
Küçük bir çocukken bize çok kötü resim yaptýðýmýz, asla ressam olamayacaðýmýz söylenir belki. Resim yapmayý sevdiðimiz halde bu sevdadan vazgeçeriz. Ya da þarký söylemeyi denesek sesimizin ne kadar bet olduðundan söz eder, umutlarýmýzý kýrar bazýlarý... Böylece sýnýrlanýr kalýrýz. Ben þiir yazamam, resim yapamam, þarký söyleyemem, basket atamam, iyi yüzemem, kibar olamam, güzel konuþamam, romantik olamam diye düþünürüz.
Týpký o barakuda gibi. Gelin þimdi bunu deðiþtirelim! Aradaki cam kalktý belki de...Belki sizin de kaleminizden dökülüverir duygular mýsralara…
Bütün annelerin, geride kalan anneler günü kutlu olsun.
 


2008-05-14 - Bahadýr SAVAÞ